Deprem en büyük korkumuz. Yaşayanların uzun süre etkisinde kaldığı, uzun süre psikolojimizde yer eden hatta kolektif bilinçaltı oluşturan doğal bir felaketten neden bu kadar korkuyoruz.
Yaşanmışlıklar var, evet bir kere bile yaşasak ne kadar ciddi bir felaket olduğu bilinci, korkuyla beraber bilinç altımıza yerleşir. Korku aslında beraberinde önlemi getirmeli. Örneğin soba üzerinden bir şey alırken oldukça hızlı ve temkinli davranırız. Doğal refleksler bizi hayat boyu edindiğimiz tecrübelerle birlikte birçok olası kazadan bizleri korur.
Doğal felaketlerden sonra da toplumsal refleksler gelişir yaraların sarılma sürecinde vebali yükleyecek bir iki kurban bulup toplum vicdanı anlık teskin edildikten sonra radikal kararlar alınmaya başlanır. Mesela 10 kat imarlı alanlar 3 kata düşürülür, açık çıkmalar yasaklanır, binaların daha iyi denetlenmesini sağlamak için yapı denetim firmaları kurdurulur. Belediyeler TAKS, KAKS vb., imar mevzuatında mimariyle ilgili kontrollerden ziyade statik projelere önem vermeye başlar. Mimar kolonsuz boş taslağı inşaat mühendisine gönderir yaptığı taslağa inşaat mühendisi kolonları yerleştirdikten sonra mimara gönderip gerekli revizyonları yapmasını ister ve taslak tamamlanmış olur. Bu da yetmez mal sahibi kolon ebatlarında büyütme ve kolon sayısında artış talep ederdi. Evet süreç aynen böyle işlerdi. Saplama kiriş tarihe karışmıştı bu süreçte.